BİR İŞ KAZASI SONUCU ÖLÜM VE...
16 Ağustos 2022 günü ülkemizde yine bir iş kazası oldu.
Birkaç gün sonra sosyal medyaya düşen bir video nedeniyle kaza alevli bir şekilde tartışılmaya başlandı. İnsanlar yine kamplara bölündü. Ölen genç insan için firmayı ve İSG profesyonellerini suçlayanlar, firmanın basın açıklaması ver İSG profesyonellerinin hayal kırıklığı, karşı tepkisi.
Halbuki elimizde İş Sağlığı ve Güvenliği bilim dalı ve ne yazık ki tam olarak uygulanmasa bile 6331 sayılı bir yasa var. Eldeki ipuçları bu iki kılavuzun eşliğinde incelenir, bilim konuşur hukuk dile gelir. Olması gereken en önemli eylem ise tarafsız olarak bu olayın nedenlerini ortaya dökmektir. İş Sağlığı ve Güvenliği dili ile kök nedene ulaşabilmektir. Böylece hem adalet terazisi doğru tartar hem de daha önemli olarak yeni kazaların önüne geçilmiş olunur. İşin ilginç yanı her olayda televizyonları işin uzmanları doldururken -atlamış olabilirim- ben her hangi bir kanalda işyeri hekim, iş güvenliği uzmanı ya da konu ile ilgili bir akademisyene söz verildiğine rastlamadım.
Bu üzücü olay bize şu soruları sordurtmalıdır:
İş Sağlığı ve Güvenliği açısından ülke ve toplum olarak neredeyiz?
Sokaktaki insandan yetkili kişi ve kurumlara kadar neredeyiz?
İşyerleri ve işverenlerin (Çok büyük firmalarımız dahil) olayı ne kadar içselleştirmiştir? İSG yüzde kaçı için kanuni bir zorunluluk, sevimsiz bir prosedür olmanın ötesinde halk sağlığı için vazgeçilemez bir koşul insani, vicdani bir sorumluluktur?
Çalışanlarımızın yüzde kaçı İSG sisteminin temel amacının kendilerini korumak olduğunun bilincindedir? Ve sevimsiz bir prosedürden öte hayatları için vaz geçilmez olduğunun bilincindedir?
Siyasetçilerimizin yüzde kaçı konu hakkında -olayı politik malzeme yapmak dışında – bilinçlidir ve parti programlarında, tüzüklerinde İSG yer almaktadır?
Adalet terazisinde karara verecek olan hakimlerimizin 6331 sayılı yasa, yönetmelikleri, tüzükleri vb hakkında bilgi seviyesi ne derecededir?
Avukatlarımız konu hakkında ne bilmektedir? (Yazmış bulunduğum sanatçıların İSG hakları için yazıda da değinmiştim)
Bu sorular ne yazık ki bizi üzecek cevaplar içermektedir; evet bir çalışanın ölmesi, bir insanın pisi pisine hayatını kaybetmesi çok acı.
İSG profesyonellerinin linç edilmesi çok acı ama olaya kurallar ve adalet terazisi ile bakmalıyız.
Genel tıp gibi İş Sağlığı ve Güvenliği de kanıta dayalı olarak işlev görmelidir. Bu bağlamda 6331 sayılı yasada da belirtildiği gibi iş yaşamında İSG açısında işveren ve çalışan sorumluluk sahibidir.
Olması gereken duygusal feryatların içinde boğulmadan ip uçlarını takip eden bir dedektif gibi İSG bilim dalının bileşenlerini göz önüne alarak:
Risk analizi
Eğitim
İşe giriş ve periyodik muayeneler
Çalışanın bireysel özelliklerinin vazifeye uygun olup olmadığı
Saha kontrolleri ve uyarılar
Çalışanın kurallara uyup uymadığı
Teknik önlemlerin alınıp alınmadığı
Malzemelerin periyodik kontrollerinin yapılmadığı
Uyarılan çalışanın tekrar kontrolünün sağlanıp sağlanmadığı konusunda verileri incelemek ve kopukluğun oluştuğu noktayı bulmaktır.
İSG profesyoneli 3 lü saç ayağının tam ortasında durmak zorundadır:
İŞVEREN, ÇALIŞAN, YASA VE YASA KOYUC
Aslında tüm bunlar sadece ve sadece çalışan sağlığı buna bağlı olarak da toplum sağlığı içindir.
Foto: clipartmax.com
24.08.2022